1. Her ne kadar René Descartes ilk olarak felsefesiyle tanınsa da, aynı zamanda bir matematikçiydi.
   Kartezyen koordinat sistemi olarak da bilinen dikdörtgen koordinat sistemini yarattı. Yatağında
   yatarken, tavanında sürünen bir böceği izlerken sistemi bulduğu rivayet edilir. Ayrıca maymunların
   konuşabildiğine, ancak insanlar tarafından kontrol edilmemesi için onlarla iletişim kurmadığına
   inanıyordu.
2. Descartes sekiz yaşında Anjou’daki La Flèche Cizvit kolejine girdi ve orada sekiz yıl okudu.
3. Descartes’ın sağlık durumunun kötü olması Descartes’ın okulda fazladan beş saat uyumasına izin
   verilirdi. Aslında, sabah 11’den önce hiç uyanmadığı söylenmektedir. Kaybedilen zamana rağmen,
   Descartes işini yatakta yapmayı tercih ederek hala mükemmel bir öğrenci olarak kabul edildi.
4. Descartes sadece 1.55 cm boyundaydı.
5. Descartes’ın, Helena Jans van der Strom adında bir hizmetçisi ile Francine adında bir kızı vardı.
   Francine, Descartes’ın gayri meşru çocuğu olarak görülmesine rağmen, vaftiz kayıtları onun
   doğumunu meşru olarak kaydeder. Kızıl ateş yüzünden beş yaşındayken ölmüştür.
6. Descartes daima süslü kıyafetler giymeyi severdi. Herhangi bir gündelik giysi giyerken nadiren
   yakalanmıştı.
7. Descartes hiç ilgi alanı olmasa da lisanslı bir avukattı. Ancak hiç pratik yapmadı, onun yerine
   felsefeyi tercih etti.
8. 1619’da Descartes, bazı peygamberlik rüyaları gördüğüne inanıyordu. Bu rüyalar onu bilgi, hakikat
   ve felsefe peşinde koşmaya teşvik etti. Bu vizyonları takip ederek, analitik geometri bulabildiğini iddia
   etti.
9. Galileo’nun sapkın duyurularından ötürü ev hapsinden irkilen Descartes, kendi yazılarını sakladı ve
   eserlerinin bir kısmı, özellikle de Le Monde, yok edildi.
10. Descartes, Bohemya Prensesi Elizabeth ile yazışmış ve onunla felsefi fikir alışverişinde
    bulunmuştur. “Principia Philosophiae” ona adanmıştı.
11. Descartes 1650’de Stockholm, İsveç’te öldü. Ancak Descartes dindar bir Katolik olduğu ve İsveç
    Protestan bir ülke olduğu için başlangıçta vaftiz edilmemiş bebekler için bir mezarlığa gömüldü.
    Kalıntılarının şimdi Panthéon’da olduğu söyleniyor ve kalbinin Paris’teki bir mezarlıkta olma ihtimali
    var.