
Münevver Karabulut, Şule Çet, Ayşe Tuba Arslan, Ceren Özdemir, Emine Bulut, Özgecan Aslan, Müzeyyen Boylu isimlerini okuduğunuzda muhakkak bir yerlerden tanıdık gelecek ama tam olarak nereden geldiğini hatırlamayacaksınız. Çünkü onlar birçok kişi için gündemde oldukları cinayet haberiyle tanıdığımız bir dönem üzüldüğümüz ama ne yazık ki unuttuğumuz kadınlarımız. Belki bir gün siz ya da sevdiğiniz bir kadın da o isimler arasına katılacak ve bizlerin sadece umarız olmaz demekten başka yaptığımız hiçbir şey yok.

Kadın cinayetleri hem dünyanın hem de Türkiye’nin kanayan yarası. Sorunun ne olduğunu, çözüme ulaştırılması gerektiğini ülkede hangi ayda hangi suçtan kaç kadın öldürüldüğünü istatiksel olarak biliyoruz. Tek yapmamız gereken Google’ da ufak bir araştırma yapmak. Peki, cidden öldürülen kadınlar ve öldürülecek kadınlar için ne kadar duyarlıyız? Duyarlı olmaktan kastım olayı kınamak, cinayeti işleyeni suçlamak değil gerçekten kronikleşen kadın cinayetleri için ne yaptığımız… Sorunun cevabı hepimiz için belli koca bir hiç. İçimizi rahatlatmak için elimizden ne gelir ki, ben ne yapabilirim ki demek de bir tercih ama bu sorumuzun yanıtı olmadığı gibi kadın cinayetlerinin neden giderek arttığının cevabı aslında.
Kadın hakları, cinsiyet eşitliği, özgürlük, eğitim, iş hayatı başta olmak üzere beş başlık da Türkiye’de kadınlar için hiç açıcı değil. Bunu dünya ekonomik forumunun Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda yer alan 153 ülke arasında Türkiye’ nin 130. Sırada olmasından da anlayabiliriz.

Türkiye’de işlenen kadın cinayet nedenlerinde en büyük payı namus alıyor. Bunun altından yatan ise baba, eş, erkek kardeş, diğer erkek akrabalar hatta sevgililer bile kadınları kendinin malı olarak görüyor. Bunun sonucu olarak da malları istediğini yapmak istediğinde ya da hastalıklı sebeplerle mala başkası bakmak istediğinde ise ceza mala yani kadına kesiliyor. Sonuçta dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek bir şey yapmaz… İster kabul edelim ister etmeyelim hepimiz bu ve benzeri sözleri en az bir kez duyduk. Belki de bu sözlerin duyulmadığı hatta düşünülmediği bir zamanda dünyanın neresinde olursanız olun kadın cinayetleri de söz konusu olmayacaktır.