
Hac Nedir ?
İslâm dininin beş temel şartından biri. Sözlük anlamı “Herhangi bir yeri ziyaret etmek” demek olan hac, İslâm terminolojisinde belli bir ibadet yapmak için Mekke şehrindeki Kâbe’yi ziyaret ve onunla ilgili diğer vazifeleri (erkânı) yerine getirmek demektir.. Hac yapmak erginlik çağında aklı başında, gidip gelebilecek güce ve maddi imkânlara sahip bulunan her hür Müslümanın yükümlü bulunduğu dini bir mecburiyettir. Bu farz ibâdet’te erkek kadın ayrımı yoktur. Yalnız kadının yanında ya kocası, ya da kardeşi, babası gibi evlenemeyeceği bir yakınının bulunması şarttır. Ayrıca yolda ve hac görevinin yapılacağı yerlerde can ve mal güvenliğinin bulunması da gereklidir. Can ve mal güvenliği bulunmadığı takdirde hac yapma yükümlülüğü ortadan kalkar.
Hacca Kimler gidebilir?
Çocuklara, aklı başında olmayanlara, gidip gelebilecek güce sahip olmayan hasta, sakat ve yaşlılara, yoksullara, esir ve köle gibi hürriyetten mahrum olanlara hac farz değildir. Hac ibadetinin iki temel şartı vardır. Birincisi Kâbe’nin çevresinde yedi defa dolaşmak (tavaf), ikincisi de Arafat (ya da Arefe) bölgesinde Zilhicce ayının 9. (arefe) günü gün battıktan sonraya kadar kalmak (vakfe) tır. Bunların biri yerine getirilmediği takdirde hac ibadeti yapılmış sayılmaz.
Hacca giden kimse Mekke’ye varmadan belli yerlerden birinde normal elbisesini çıkarıp ihram denilen ve iki parçadan ibaret olan peştemalden birini beline dolar, öbürünü de sırtına alır. Artık bu kimse dikili elbise giyemez, tıraş olamaz, tırnaklarını kesemez, cinsel ilişkilerde bulunamaz ve avlanamaz, fakat zararlı hayvanları kendini korumak maksadıyla öldürebilir. Bu yasaklar bayramın ilk günü taşlama yapılıncaya kadar sürer. Yalnız kadınlar ihrama bürünmezler, normal elbiseleriyle hac yaparlar. Öbür yasaklar onlar için de yürürlüktedir..

Hac Nasıl Yapılır ?
Ayrıca hac farizasında erkeğin başını, kadının da peçeyle yüzünü örtmesi yasaktır. Mekke’ye varılınca Kâbe’nin çevresinde yedi defa dolaşılır. Ta. vaful-kudum (varış dolaşımı) denilen bu ziyaret sünnettir. Arefe günü, yani Zilhicce ayının 9. günü Arafat bölgesine gidilir. Bu bölgenin sınırları için. de bulunan herhangi bir yerde durmak yeterlidir. Ancak Cebelürrahmet (Rahmet Dağı) denilen tepenin yamacına çıkmak daha sevaptır. Haccın temel şartlarından biri olan Arafat duruşunun o günün öğleden sonraki bölümünden ve guruptan sonraki bölümünden birer parça kapsaması gereklidir. Guruptan biraz sonra akşam namazı kılınmaksızın Müzdelife denilen yere gidilir. Orada akşam ve yatsı namazları birlikte kılınır. Ertesi sabahtan itibaren Minâ’da şeytan taşlamak için kullanacağı ufak çakıl taşlani burada toplanır. Müzdelifede sabah namazına (Şafii mezhebinde gece yarısından sonraya) kadar durulur ve Minâ’ya gidilir. Bayram sabahı erkenden, Akabe denilen yere yakın ilk taşlama yapılır. Burası yüksekçe bir yarım duvar olup, yedi ufak taşla taşlanır. Bu taşları hacılar Müzdelife’den toplayıp birlikte getirmiş olmalıdırlar. Taşlamalardan sonra tıraş olunur ve normal elbise giyilir. Aynı gün Mekke’ye gidilip Kâbe’nin çevresinde yine yedi tur dönülür. Ayrıca Safa ve Merve denilen ve Kâbe’nin karşısında bulunan iki tümsek arasında yedi defa hafif koşu adımlarıyla gidilip gelinir. Bayramın ikinci ve üçüncü günleri de Mina’da geçirilip, öğleden sonraları üç yerde yedişer defa şeytan taşlaması yapılır. Böylece hac ödevi tamamlanmış olur. İsteyen bayramın üçüncü günü dönebilir; dördüncü günü de Minâ’da kalanlar, o gün de üç taşlamayı yapmak zorundadırlar.

Haccın Tarihi?
İslâmiyetten önce de Kâbe Araplarca kutsal bir tapınak (Panteon) olarak kabul edilir ve çevresinde dolaşılırdı. Cahiliye (bilgisizlik) denilen o dönemde Zilkade ayının sonlarında Ukâz ve Mecenne, Zilhicce ayının başlarında da Zül-mecaz denilen yerlerde büyük panayırlar kurulur ve oradan Arafat’a çıkılırdı. İslâmiyetin ilk yıllarında Hazreti Muhammed hac yapmamış, ama hac ibâdetine karşı da (putlara karşı çıktığı halde) çıkmamıştır. Mekke’den Medine’ye hicret (göç) ettikten altı yıl sonra, Hazreti Muhammed ve arkadaşları (Sahâbe) hac yapmak amacıyle Mekke’ye gitmişler, fakat Mekke’ye hâkim olan ve Hazreti Muhammed’in mensup olduğu Kureyş kabilesinin şefleri şehre girmelerine ve hac yapmalarına engel olmuşlar, daha sonra ertesi yıl hac yapmaları için bir takım şartlarla Hudeybiye antlaşması gerçekleştirilmiş ve Hazreti Muhammed arkadaşlarıyle birlikte Hicret’in 7. yılında hacca gitmiştir. Nihayet Hicret’in 8. yılında Mekke fethedilince Kâbe’deki putlar kırılmış ve hac islâmiyet’in getirdiği prensiplere uygun olarak yapılmaya başlanmıştır (630).
Hazreti Muhammed iki yıl sonra, yani Hicret’in 10. yılında yine hacca gitmiş ve bu onun son haccı olmuştur. Haccet’ül-veda (Veda haccı) adıyle İslâm tarihine geçen bu hacda, Hazreti Muhammed’e 100.000 kişinin eşlik ettiği söylenir. Kendisi bu hac sırasında Arafat’ta ünlü Veda Hutbesi’ni vermiştir. Bu konuşma İslâm dininin getirdiği birçok prensipleri kapsadığı için önemlidir. Meselâ Hazreti Muhammed “Arabın Arap olmayana, Kureyş kabilesine mensup olanın bir Zenciye üstünlüğü yoktur” sözünü bu konuşmada söylemiştir.
Hacca giden kimsenin Medine’ye gidip Hazreti Muhammed’in türbesini (Ravzai Mutahhara) ziyaret etmesi de sünnettir.
Hac için illa çekiliş şart mıdır yani belli bir parayla da gidiş olmaz mı?
Evet gidebilirsiniz onada umre deniyor