Dizi & Film

Evrenler Arasında Sıçrayarak Geçiş Yapanların Hikâyesi:"Everything Everywhere All At Once" Filmini İnceliyoruz

2022 senesinde A24 imali çok hoş bir film çekildi. ‘Everything Everywhere All At Once’ başka bir deyişle Her Şey Her Yerde Aynı Anda. Film insanı donakaltan aksiyonu, kara espriyi, absürt komedisiyle eskiki evren temalı filmlerden çok apayrı. Çoklu evrenlerde sıçrama yapan Evelyn’in hikâyesi izleyene ‘ben de yapabilsem’ keşke dedirtiyor. Filmi izlediyseniz ve film hakkında bir yazı okumak istiyorsanız sizi şöyle alalım. Evrenler arasında sıçrayarak geçiş yapan bir ailenin hikâyesi ‘Everything Everywhere All At Once’ film incelemesi sizlerle.

İyi okumalar dilerim. 

Anekdot: Spoiler’dan geçilmiyor buralar. 

Bütün anlamıyla "Her Şey Her Yerde Aynı Anda" diyeceğiniz bir filmdi.

Tam anlamıyla "Her Şey Her Yerde Aynı Anda" diyeceğiniz bir filmdi.

Everything Everywhere All at Once başka bir deyişle Türkçe anlamıyla Her Şey Her Yerde Aynı Anda filmi 2022’nin en zaferli ve izleyeni apayrı evrenlere taşıyan bir film. Daniel Kwan ve Daniel Scheinert tarafından yazılan ve idarenen Amerikan bilimkurgu filminde sıradan aksiyon ve kavga et sanatları filminde bulamayacağımız harika bir hikâye var. Gelin hikâyeye geçmeden evvel bu filmde kimler kimler varmış bir bakalım.

Filmin oyuncuları klasik bir anne-baba ve kızdan oluşuyor.

Filmin oyuncuları klasik bir anne-baba ve kızdan oluşuyor.

Filmin başrollerinde Michelle Yeoh, Ke Mizaç Quan, Stephanie Hsu, Jenny Slate, Harry Shum Jr., James Hong ve Jamie Lee Curtis var. Michelle Yeoh, Amerika’ya kocasıyla göç etmiş ve çamaşırhane işleten Evelyn Quan Wang isminde bir Çinli kadın rolünü canlandırıyor. Seneler evvel ailesinin evlenmek için onay vermediği adamla evini terk ediyor ve bir hayat kuruyor. Tam işi çamaşırları cihazda yıkatmak ve dükkanın vergilerini idaremek. Kafası oldukça dolu bir kişilik, başka bir deyişle her şeyi aynı anda yapmaya çalışan ama ailesini -özellikle de eşini- önemsememe etme noktasına gelen bir kadın. Ke Mizaç Quan ise Evelyn’in kocası Waymond Wang rolünde sevgi dolu, uysal ve yerine göre de ablavut bir adam. Yaşadığı hayatla bir problemi yok, sadece karısından onunla biraz konuşmasını isteyen biri. Karısıyla irtibat kuramamak onu çok üzüyor.

Kızları kendi içinde apayrı bir dünya olan biri…

Kızları kendi içinde bambaşka bir dünya olan biri...

Eveyln ile Waymond’un Joy Wang isminde bir kızları var. Kendi içine kapanık ve kafası sıkılmış bir genç kız Joy. Onun hayattaki tek yolunda giden şey sevdiği kız dostu Becky. Joy’un da ailesiyle arasında buzlar var; onlarla bir şeyler paylaşmakta güçlük sürüklüyor. Annesi bir kızla sevgili olmasını kabullenmiş ama dedesine ‘bunu söylersem kalpten gider’ diyerek saklı yakalıyor. Joy kendiyle alakalı hakikatlerin saklanmasından fazla davacı bu surattan.

Filmin dedesi Gong-Gong memnuniyetsiz bir baba.

Filmin dedesi Gong-Gong memnuniyetsiz bir baba.

Evelyn’in babası Gong Gong, hayatta hiçbir şeyden memnun olmayan ve herkesten -özellikle kızından- çok fazla şey bekleyen klasik bir baba. Onun için ehemmiyetli olan tek şey arzlarının karşılanması. Kızının mutluluğu ya da başarısı onun için pek bir şey ifade etmiyor.

Evelyn senelerdir çamaşır yıkanan bir firmaya sıkışıp kalan bir kadın ve hayatı güçlüklerle geçiyor.

Evelyn yıllardır çamaşır yıkanan bir işletmeye sıkışıp kalan bir kadın ve hayatı zorluklarla geçiyor.

Gelelim asıl hikâyeye… Başlangıçta her şey çok bayağı ve sıradan. Evelyn çamaşırhane işleriyle boğuşurken kocası onun ilgisizliğinden sıkılmış ve bir boşanma dilekçesi yazmış. Ama arzuhali karısına bir cinsli veremiyor; zira her zamanki gibi Evelyn’in usu apayrı bir yerde. Her sene olduğu gibi çamaşırhanenin giderlerini vergi memuruna beyan etmek için bir telaş var çamaşırhanede. Evelyn hesaplar arasında kaybolup gitmiş. Eşi ve babasıyla beraber vergi dairesine gidiyorlar ve daha memurun yanına varmadan vakalar başlıyor. Kocasında bir eksantriklik var. Asansörle üst kata çıkarken uslu telefonuyla Evelyn’e bir makine yerleştiriyor ve ona başka evrenlerde nasıl bir hayat yaşayacağını gösteriyor. Bu sırada Evelyn’in hayatı da bir film şeridi gibi gözlerinin önünden kayıp gidiyor. Kocası Waymond’un vücudunda aslında kocası değil başka bir evrenden gelen bir adam var.

Evelyn başka bir evrenden gelen adamla çoklu evrende sıçramayı öğreniyor.

Evelyn başka bir evrenden gelen adamla çoklu evrende sıçramayı öğreniyor.

Başka evrenden gelen Alfa Waymond, bir kağıda yönergeleri yazıp uygulamasını istiyor vergi memuruyla görüşme sırasında. Evelyn başta neler olduğunu kavrayamıyor. Vergi memuru görüşme sırasında hesaplarda bir tutarsızlık olduğuna karar veriyor ve tekerrür tertip etmeleri için mesai saatine kadar süre veriyor. O esnada başka evrenlerden insanlar geliyor ve Evelyn ile Alfa Waymond’a saldırıyorlar. Alfa Waymond belindeki sıradan bel çantasıyla oradaki herkesi usta bir kavga et sanatçısı gibi vuruyor. Bu sırada Evelyn de çoktan vergi memuruna kafa atmış ve başına neler geleceğinden habersiz bir biçimde vakalara anlam vermeye çalışıyor.

Evelyn’in öbür evrenlerdeki hayatı çok daha ihtişamlı, çok daha ışıl ışıl.

Evelyn'in diğer evrenlerdeki hayatı çok daha şatafatlı, çok daha ışıl ışıl.

Başka bir evrenden gelen Alfa Waymond, Evelyn’e çoklu evrenden bahsediyor ve aslında kendi evrenini kurtarmak için Evelyn’e gereksinimi olduğunu söylüyor. Evrenin kurtarılması için aranan kişiyse meğerse Evelyn’miş. Alfa Waymond ona rastgele bir nesneyle temas kurarak başka bir evrende kazandığı hüneri kullanmasını öğretiyor. Evelyn çoklu evrendeki Evelyn’lere bakıyor. Hepsi de daha mutlu bir hayat yaşıyor aslında. Biri ünlü bir şarkıcı, biri zaferli bir sinamacı, kung fu ustası, aşçı… Evelyn o evrenlere bakınca bir de asıl şimdiki hayatının ne kadar makûs ne kadar vasat olduğuna tecrübeliyor. Onun öbür evrendeki hayatlarına imrendiğini gören Waymond onu uyarıyor. ‘Öbür evrenleri sadece maharetlerini geliştirmek için kullanmalısın.’ Evelyn çoklu evrenlerden kung-fu gibi kavga et sanatları bilerek asıl yaşadığı hayatındaki düşmanlarını ustaca yere seriyor.

"Şu an bu evrende kendinin en makûs halini yaşıyorsun, sen bin evrende bin değişik biçimde can verdin"

"Şu an bu evrende kendinin en kötü halini yaşıyorsun, sen bin evrende bin farklı şekilde öldün"

O çoklu evrende ne Evelynler yok ki! Parmakları sosis biçiminde olandan yakala da tabelacılık yapana kadar. Fark ediyor ki seneler evvel kocasıyla evlenip çamaşırhane işletmeseymiş apayrı hoş hayatlara sahip olabilirmiş. Alfa Waymond’un bir sözü de bunu doğruluyor zati. ‘Şu an bu evrende kendinin en makûs halini yaşıyorsun.’ Waymond, Evelyn’e evrenler arasında sıçramayı öğretirken Evelyn’in neden seçildiğini de anlatıyor. Alfa Waymond bin değişik evrende bin değişik biçimde görmüş Evelyn’i. Ama Evelyn çoklu evrenlerin hepsinde de can vermiş. Waymond’un evreni de dahil ve o evrende Evelyn özel eforları kullanarak bir kızın beynini yakmış ve o kız da evrenler arasında geçiş yapan bir makûs kişiliğe dönüşmüş.

Evelyn başlarda kabul etmediği bir düşmanla karşı karşıya kalıyor.

Evelyn başlarda kabul etmediği bir düşmanla karşı karşıya kalıyor.

Yarattığı o kişilik Jobu Tupaki evreni yok etmek için bir şey inşa ediyor ve Alfa Waymond ve takımı onu yok etmeye çalışıyor. Filmin ilerleyen dakikalarında bu kızın kendi evrenindeki hakikat kızı Joy olduğunu biliyor Evelyn. Filmde tam şahsiyetler evren sıçraması yaşıyor aslında. Joy ansızın Tupaki olabiliyor, Waymond her şeyden habersiz koca olabiliyor, Gong Gong bayağı bir dede olabilir, Evelyn evrenler arasında sürekli geçiş yapıyor ve çevredeki herkes de öyle. Vergi memuru kadın dahi Evelyn’in çoklu evrenlerinde kimi zaman düşmanı, bazen de dostu olabiliyor. Filmde bol bol kavga et sanatları gösterisine tanık oluyoruz. Her an herkes evren sıçraması yaparak -işeyerek dahi evren sıçraması yapabiliyorlar- apayrı bir bireye dönüşebiliyor.

Film bize çok sansasyonel olan "Başka hayatım olsa nasıl olurdu?" sorusunu düşündürüyor.

Film bize çok çarpıcı olan "Başka hayatım olsa nasıl olurdu?" sorusunu düşündürüyor.

Evelyn’in asıl mücadelesi de burada başlıyor. Alfa Waymond en azından bu evrende Jobu Tupaki’yi başka bir deyişle öz kızını öldürmesi gerektiğini söylüyor. Evelyn kızını öldürüp öldürmemek arasında gidip geliyor. Kendi kocası Waymond ve kendi haliyle Joy onun ne yaptığını kavramaya çalışıyor. Bir ara Evelyn ciddi ciddi Tupaki’den kurtulmak için tek yolun kızını öldürmek olduğunu düşünüyor. Bu sırada Evelyn öbür evrenlere de geçiş yapıyor natürel. Orada gerçekten o kadar hoş hayatları var ki! Hatta sinema yıldızı olduğu evrende Waymond’u yalanlamış ve daha sonra film galasında onunla tekerrür karşılaşıyor; ikisi de zengin, ikisi de oldukça zaferli, çamaşırhane diye bir şey yok ortada. Evelyn’in evrenler arasında yaşadığı paradoksları izleyici kendi hayatında da yaşayabilir. Bu kararı vermeyip başka bir yol seçseydim apayrı bir hayatım olur muydu sorusunu kendimize sormamıza neden oluyor Evelyn.

Jobu insanın çoklu evrende çok da ehemmiyetli olmadığını o surattan yok edilse sorun olmayacağını düşünüyor.

Jobu insanın çoklu evrende çok da önemli olmadığını o yüzden yok edilse sorun olmayacağını düşünüyor.

Daha sonra Joy’un başka evrendeki hali olan Jobu Tupaki’ye odaklanıyor film. Jobu bir ‘bagel’ yaratmış. Bu bizim Türkçe anlamda bildiğimiz ‘simit’ ve her şeyi bu bagel’in üzerine koymuş. Emeli bazı şeyleri yok etmek. Filmin sonuna doğru görüyoruz ki asıl istediği şey o simite doğru gidip kendini yok etmek. Evelyn kızını öldürmek istemese de kurtarmaya çalışıyor bu noktada. Filmde aile bağlarının güçlü olması ve her şartta ailenin yanında olma teması ağır basıyor. Evelyn kocasının boşanma dilekçesi eline geçtiğinde dahi o kadar sarsılıyor ki bu evrendeki kocasından boşanmak isterken birden konutluluğunu da kurtarmaya çalışıyor. Filmin bu sevgi dolu anlarında Evelyn’in uysal kocası Waymond devreye giriyor. Evelyn’e kavga etmek yerine insanları sevmesi gerektiğini söylüyor.

Filmin altında uyuyan ana mesaj aile bağlarını sıkı yakalamak ve ne olursa olsun aileni savunmak.

Filmin altında yatan ana mesaj aile bağlarını sıkı tutmak ve ne olursa olsun aileni savunmak.

Evelyn kendisine saldıranlara sevgiyle yanaşıp onları alt ediyor. Filmin yan karakterleri da çoklu evrenler arasında sıçrayıp dururken Evelyn onları en mutlu olduğu evrendeki anlarını yaşatıyor. Sahneler sevgi dolu ve bir o kadar da absürt. Film seyrediciyi metafordan metafora sürüklüyor sanki. Evrene düşman bir eforla savaşırken filmin konusu sevgi, aile bağları ve başka insanları sevmeye kadar gidiyor.

Evelyn için şu an yaşadığı hayatta birkaç tane çok minik anlar değerli olsa dahi yaşamaya değer olduğunu düşünüyor.

Evelyn için şu an yaşadığı hayatta birkaç tane çok küçük anlar değerli olsa bile yaşamaya değer olduğunu düşünüyor.

Jobu kendini yok etmeye kararlıyken başka evrende onun zekasını çatlatıp delirmesini yol açan kadını başka bir deyişle annesini de yok olmaya ikna etmek için uğraşıyor. Bagel’in deliğinden girerse Evelyn, tam bu anlamsız evrenler yok olacak; insanın evrende hiçbir değeri olmadığını kabul edecek aslında Jobu gibi. Ama Evelyn buna razı olmuyor. Ona göre hangi evrende olursa olsun değerli üç beş an dahi olsa yaşamaya değer aslında.

Çinli aile çoklu evrende sorunlarını halledip toplanıyor.

Çinli aile çoklu evrende sorunlarını halledip bir araya geliyor.

Kendi evreninde kafayı yese de, çamaşırhanesi batsa da, kocası boşanmak istese de, babası ona saygı duymasa da o, kendini sevip saygı dinliyor. Jobu Tupaki olsa dahi kızını, onun acılarını, sorunlarını, reelliğini sahipleniyor. Filmde çoğu zaman baş düşmanı gibi olan vergi memuru kadınla dahi duygusal bir bağ kurabiliyor aslında. Zira artık çevresindekiler kavramaya başlıyor.

Film metaforlarla dolu ve her izleyen kendi hayatını sorgulatacak şeyler bulabilir.

Film metaforlarla dolu ve her izleyen kendi hayatını sorgulatacak şeyler bulabilir.

Sıkıcı bir aile gözüken bir ailenin gözünden aslında çok şey düşündürüyor insana bu film. Yukarıyada da bahsettiğim gibi evrende biz neyiz, şimdiki halimden daha hoş bir hayatım var mı acaba diye düşünmüyor değil insan. Belki Evelyn’in yerinde dahi olmak isteyebiliriz. Film aksiyon sahneleri, evren sıçramaları, absürt komedisi ve kara espriyi ile başlı başına bir eser. Oyunculuklar da filmde yaşadıkları şokları, geçişleri, duyguları oldukça iyi yansıtıyorlar. Kurguyu takip etmeye çalışırken zorlanabilir izleyen ama yeniden de bu filmi görmeye değer. Belki başka bir evrendeki biz bunları çoktan yaşamıştır dahi.

Siz filmi sevdiniz mi? Çoklu evrenlerde sıçramak ister miydiniz? Yorumlarda buluşalım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler